Kaç Kişiyiz

1 Eylül 2011 Perşembe

BOŞANMANIN ÇOCUK ÜZERİNE ETKİLERİ

Boşanmanın çocuğu nasıl etkilediği konusunda genelleme yapmak olanaksızdır. Her boşanma olayı, kendine özgü, karmaşık ve çok yönlüdür .

Boşanmanın çocuk üzerine etkileri kısa ve uzun süreli olmak üzere iki grupta toplanabilir. Boşanmanın kısa süre içindeki etkileri daha belirgindir. Özellikle beş yaşından küçükler üzerinde olumsuz etki daha açıktır.

Zaman geçtikçe boşanmanın kısa süreli olumsuz etkisi kaybolur. Uzun süre boyunca gözden geçirildiğinde ise, boşanmanın olumsuz bazı etkileri açık seçik gözlenir. Anne-baba tek tek çocuklarıyla ilgilerim kesmemek için gayret gösterir ve çocuk onlara güvenini yitirmezse, çocuğun gelişmesinde herhangi bir olumsuz etki gözlenmez.

Önemli olan nokta şudur: Kendi sorunlarını çözmek durumunda olan anne ve babalar, çocuklarının da sorunları olduğunu düşünmeli ve boşanma kaçınılmaz ise, bu süreci çocuklar için en acısız hale getirmeye çaba göstermelidirler.

Çocuk boşanmayı öğrendiğinde ilk tepkisi, durumu yadsıma biçiminde olur. Bazı çocuklar o denli sakin davranırlar ki evden ayrılan anne ya da baba çocuğun kendisine karşı ilgisiz olduğu samsına kapılabilir.

Zamanla tepkilerde farklılaşmalar da görülebilir. Suçluluktan (sorumlunun kendileri olduğu duygusu), kızgınlığa (anne-babadan birini ya da her ikisini de suçlama) değişen şekillerde tepkiler gösterirler.

Ailede bireylerden hemen hemen her ferdin boşanmadan etkilenmesine rağmen, bu durumdan en çok zarar görenler şüphesiz çocuklardır. Artık bundan sonra anne ve babasıyla birlikte yaşayamayacağım anlayan çocuk için, evliliğin sona ermesiyle birlikte sonucu kabullenmek çok zor olabilir. Çocukların gelecek hakkındaki belirsizlik ve güvensizlik duygularının yanısıra anne-babadan birisini kaybetmiş gibi kendilerini boşlukta hissetmeleri kaçınılmazdır.

Çocuk açısından boşanmanın etkilerine bakıldığında üç ana sorun akla gelir. Bu sorunlardan ilki, boşanmanın çocuğun günlük yaşamına getirdiği etkilerdir. İkinci sorun, çocuğun boşanma sırasında kaç yaşında olduğu ile ilgilidir. Erikson'un sosyal, Freud'un psiko-seksüel gelişim modellerinde yaş, belirli gelişim aşamalarını göstermesi bakımından çok önemlidir. Çocuk çok küçük yaşlarda iken ortaya çıkan bir boşanma, onun gelişimini derinden etkiler. Üçüncü sorun ise, boşanmadan soma çocuğun anne-babadan birinin yanında kalmış olmasından kaynaklanır.

Çocukların okuldaki başarılan, arkadaştan ile ilişkileri genel olarak mutluluklan açısından gözden geçirildiğinde, bu konuda yapılan araştırmalar kesin ve açık seçik bulgular vermez.
Wallerstein ve Kelly'nin araştırmalan, çocuklann üçte birinin boşanmadan beş yıl sonra son derece mutlu ve başanlı, diğer üçte birinin ise mutsuz ve başansız olduğunu gösterir.
Rosenthal ve Hansen, boşanmış ve boşanmamış aileden gelen çocuklann okuldaki başanlan arasında anlamlı bir fark olup olmadığım araştırmışlardır. İki grup çocuğun okul başanlan arasında herhangi bir fark bulunmamıştır.


Bu konuda çalışma yapan diğer araştırmacılar, çocuğun okuldaki davranışı, arkadaş sayısı, okula karşı tutumu üzerinde araştırmalar yapmışlar, fakat yine her iki grup arasında anlamlı bir fark bulamamışlardır.

Çocuğun boşanma sırasındaki yaşım irdelersek; süt çocuğunun boşanma olayından fazla zarar görmediği savunulmaktadır. Bu, süt çocuğunun boşanmadan önceki aile çatışmalarım anlamaması, taraf tutmak zorunda kalmaması ve genellikle anneye bırakılmasının bir sonucu olabilir.

Çocuğun iki-ikibuçuk yaşlarına rastlayan boşanmalarda, çocukta terk edilme korkusu görülmektedir.
Boşanma üç-dörtbuçuk yaşlarında iken olmuşsa, çocukta saldırgan davranış örüntüleri gözlenebilir. Çocuk kendini suçlu görebilir, özgüveni zedelenebilir, hayal gücü azalabilir ve çekingenlik sergileyebilir.
Beş-altı yaşlan arasında bu tepkilere ek olarak endişe, rahatsızlık, abartılmış korkular ve saldırganlık görülebilir.
Egosantrik düşünceye sahip olması nedeniyle, boşanma olayı özellikle sekiz yaşın altındaki çocuklarda bir çok güçlükler yaratmakta ve daha fazla bilgi, deneyim kazanmış olan, psiko-sosyal yönden daha çok gelişen sekiz yaşın üzerindeki çocuklar bu olayı daha farklı şekilde yorumlayabilmektedirler.

İlkokul dönemindeki çocuklar da bir boşanma olayı karşısında şiddetli üzüntü, korku ve kaygı gibi tepkiler vermektedirler. Çocuklar bu korku ve kaygılara karşı benliklerini korumak amacıyla "reddetme" ve "karşıt tepki verme" mekanizmalarım kullanmaktadırlar.

Ergenlik dönemindeki boşanmış aile çocukları ise, anne-babalann aynhklanna öfkeyle tepkide bulunmakta ve bu tür aile problemlerinden utanç ve sıkıntı duymaktadırlar. Gelecekleriyle yakından ilgilenmekte, özellikle gelecekteki ekonomik durumlanmn kötü olacağından endişe etmektedirler. Daha büyük yaşlarda anne-baba aynlığı yaşayan ergenlerin, daha erken yaşta yaşayanlara göre daha fazla olumsuz etkilendikleri de saptanmıştır. Bunun nedeni, boşanma öncesindeki çatışmalan daha çok yaşaması ve bu duygusal travmayı atlatması için daha az zamanlan olmasından kaynaklanabilir.

Çocuğun kimin yanında kaldığı da önemli bir noktadır. Boşanan ailelerde çocuklar genellikle annenin yanında kalırlar. Bu durumda doğal olarak kızlar, bir anne modelini sürekli görebilirler. Erkek çocuklar ise, baba modelinden yoksun kalırlar. Bu olumsuz etki. annenin geniş bir aileden geldiği durumlarda, bir başka anlatımla, dede, amca, dayı, üvey baba ve hatta bazen bir komşu erkek (çocuğa sevgi ve ilgiyle davranan) varsa, ortadan kalkabilir .

Çocuk, anne ve baba arasında oyuncak olmamalıdır. Sürekli kaldığı bir asıl evi mutlaka olmalı ve benimsemesi sağlanmalıdır. Çocukta sarsılan duygular, ayrı yaşayan anne veya babayı, sık görmesi ile değil, düzenli aralıklarla ve sürekli görmesiyle onarılabilir.
Boşanmadan sonra, anne-baba ile olan ilişkinin kalitesi, çocuğun boşanmayı kabullenmesinde önemli bir etkendir. Her iki ebeveynle de ilişkisi olumlu bir şekilde devam ederse çocuğun uyumu da iyi, ilişki olumsuz bir şekilde devam ederse çocuğun uyumu da zor olmaktadır.

Çocuklarda, anne-baba ayrılığına bağlı olarak ortaya çıkan ruhsal belirtiler çok çeşitlidir. Huysuz, hırçın, tedirgin ve saldırgan davranış örüntüleri en sık gözlenen belirtilerdir .
Bu uyumsuzluk belirtileri, çocuğun yaşına, cinsiyetine, boşanmadan önceki örselenmesine ve boşanma soması dönemde anne ve babayla ilişkilerinin niteliğine göre değişir.

Boşanma, çocuklar için acı veren bir olay olmakla birlikte, ilk tipik (öfke, korku ve depresyon gibi) reaksiyonların yaşamın birinci yılından soma azaldığı ve olumlu hislerin artmaya başladığı savunulmaktadır. Başka bir anlatımla, çocukların çoğu iki yıl içinde boşanmaya uyum gösterebilmektedirler.
Yapılan bir başka araştırmada ise, boşanmamış ailede büyüyen çocuklarla, boşanmış ailede yetişen çocuklar arasında mutluluk ve psikolojik uyum konusunda farklılıkları olduğu bulunmuştur.

Boşanmış aileden gelen çocuklar kendi evliliklerinde başarılılar mı? Bu soruya kesin bir yanıt vermek mümkün değildir. Araştırmalar birbirleriyle çelişen sonuçlar vermektedir. Price-Bonham ve Balswick, bu konuda yapılan araştırmaları gözden geçirdikten sonra şu sonuca varmışlardır. Boşanmış aileden gelen bireyler kendi evliliklerinde biraz daha fazla boşanma eğilimindedirler, ancak aradaki fark o kadar büyük değildir.

Bunlara ek olarak, anne veya babadan birinin yeniden evlenmesi çocuklar için oldukça stresli bir konudur. Böyle bir durumda çocukların yeni duruma alışma tepkilerinde kişisel farklılıklar görülür. Bazı çocuklar için üvey anne veya babamn gelişi çok olumlu sonuçlar yaratabileceği gibi, bazı çocuklarda da üvey ebeveynle aralarında çatışmalar görülmesi çok yaygındır. Bu durum ayrı olan ebeveyne düşkün olan çocuk için daha fazla sorun olabilir. Kız çocukların erkek çocuklara göre, üvey anne veya babaya daha çok tepki verdikleri görülmektedir. Genellikle tepki reddetme yönündedir .
Boşanma, çocukların benlik kavramlarını da olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Yine de boşanmanın mutlaka her çocukta kişilik ve davranış bozukluklarına yol açacağı söylenemez. Bazı çocuklar bu olayı hafif atlatırken, bazılan ise gerçekten zorlanırlar. Anne-babalar çocuklann bu olayı en az zarar görecek şekilde atlatabilmeleri için çok açık ve dikkatli olmalıdırlar.

2 yorum:

  1. Ailede devamlı tartışma saygısızlık var ise ayrı yaşamak çocuk için kötünün iyisi değil midir ?

    YanıtlaSil